Mirastan feragat olarak da bilinir. Türk Medeni Kanunu içerisinde yer alan temel hukuki konularından bir tanesi olan ve miras bırakan kişinin ölümünün ardından geride kalanlar için yer alan yasal miras paylarını önemli ölçüde etkilemesi bilinmektedir. Biri birileri ile bağlantılı olan ret ve feragat kısmı mirasçıların alacakları pay oranlarının artışlarına katkı sağlamaktadır.
Mirasın Reddi İşlemleri
Miras bırakan kişinin vefat etmesinin ardından ne kadar kalan malvarlığı varsa bunlar mirasçılar tarafından el birlikleri ile malik olur. Kalan mallardan faydalanıldığı gibi borçlardan da müteselsilen sorumlu oldukları bilinir. Mirasın reddi genel olarak mirası bırakan kişinin geride bırakmış olduğu mal varlıklarının bir bütün halinde olarak kabul etmiyor olduğunu beyan etmesi anlamına gelmektedir. Ancak ret beyanı yapabilmek için bazı yasal olarak yer alan koşullara tabi tutuluyor olduğunu bilmek gerekir. Ret hakkı sahibi olan kişiler yasal mirasçılar olarak gelen kişilerden oluşurken mirası ret hakkına sahip olduğu gibi atanmış olarak yer alan mirasçılar da bu mirası ret etme hakkına sahip olmaktadır.
Mirasın Hükmen Ret Edilmesi
Mirası bırakan kişilerin öldükleri tarif içerisinde ödemeden aczi olarak yer alan ve resmen tespit edilmesi sağlanmışsa da mirası ret etmiş sayılacaktır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli durumlardan bir tanesi mirasın hükmen reddine ilişkin olarak yer alan davalar içerisinde Yargıtay kararlarına uygun olarak terekenin açık bir şekilde borca batmış olup olmadığının özellik ile değerlendirilmesi gerekir.
Ödeme işlemleri yapılmadan aciz bir miras bırakan kişiden kalan mirası ret etmesi, miras bırakan kişinin alacaklarına karşı ölümü gerçekleşmeden son beş yıl içerisinde almış oldukları ve mirasın paylaşımlarını geri vermek için yükümlü olunan bir ölçüde sorumlu olacaklardır. Fakat bu kişilerin olağan bir şekilde eğitim ve öğretim giderleri ya da adet üzerine verilen çeyiz içerisinde yer alan mirasçıların böyle bir sorumlulukları üzerlerinde yer almamaktadır. Mirası ret süresi daha çok bu süreye tabi olmalarına ilişkin yasal mirasçılar kalan mal varlığı üzerinde mirasçı olduklarını belirli bir zamanın üzerinde öğrendiklerini ispat edemedikleri ve bunun üzerine öğrendiklerinde değişiklik göstermektedir. Vasiyetname ile atanmış olan mirasçılar için gerekli olan süre kısmı miras bırakan kişinin işbu tasarrufu içerisinde yer alan kendilerine resmen bildirim tarihinin üzerinden üç at geçmeden bu işlemi ret etme hakları bulunmaktadır.
Ret işlemleri içerisinde koruma önlemi olarak tereke yazımı varsa bu noktada tereke yazımı işleminin sona ermesi, sulh hakimi tarafından miras bırakılan kişilere bildirilmesinde, yasal olan ya da atanmış olan mirasçıların bu bildirimlerin tarihleri üzerinden üç ay geçmeden mirası ret etme hakları da yer almaktadır.
İcra ve iflas kanunu içerisinde yer alan 53/1 maddeye göre bu durumlar açık bir dil ile ifade edilmiştir. Ölen kişinin ölüm tarihinin ardından terekeye ait olan borçlarından dolayı üç gün ya da devamında yer alan üç aylık süreç içerisinde mirasçılar hakları için bir takip yapma durumuna sahip değildir. Takip yapılma işlemleri yerine getirilirse işbu takibine ilişkin olarak memurların yapmış oldukları süresiz şikayete tabi olarak yer alacak, haksız bir takip işlemi olacağı için de maruz kalan mirasçılar hukuk mahkemesi kapsamı içerisinde şikayet haklarını kullanmayı başarabileceklerdir.
Ret şekli bu noktada önemli olmaktadır. Miras kalan kişiler mirasları ret etmek istedikleri zaman sulh mahkemesine yazılı ya da sözlü olarak bir beyan ile bildirim yapabilirler. Bu beyan hakim tarafından bir tutanak ile tespit edilmesi gerekir. Ret beyanı için gerekli olan her şey kayıtsız ve şartsız bir şekilde olmalıdır. Yani kısaca bakılacak olursa herhangi bir şarta bağlanmadan bu işlemlerin yapılması gerekir. Eğer mirasçılar ret için verilen süreç içerisinde bir beyanda bulunmazsa herhangi bir kayıt ya da şart olmadan bu mirası kazanmış sayılacaklardır. Önemli bir sebebin varlığının olması halinde sulh içerisinde yer alan hakim tarafından yasal ya da atanmış olarak yer alan mirasçıların ret için ek bir süre tanınması ya da yeni bir süre verilmesi söz konusu olacaktır.
Mirasın Ret Edilememe Durumları
Mirasçıların belirli durumlarda mirası ret edememe gibi unsurları da karşılarında yer alabilir. Bir mirasçının mirası ret edememesi için;
- Ret süreleri sona ermeden mirasçı sıfatı altında tereke işlemleri içerisine girmiş olması
- Tereke içerisinde oluşan olağan yöntemin niteliğine ait olmayan işlemlerin yapılmış olması
- Miras bırakan yani ölen kişinin ardından işlerini yürütebilmesi adına gerekli olan işler dışında işlerde bulunulması
- Tereke malları içerisinde gizleme yapılması ya da kendine mal ederse bu süreçte mirası ret etme durumları ortadan kalkar.
Miras Reddinin Hukuki Sonuçları
Mirası ret beyanı sonucunda yalnızca ret eden kişi için bir sonuç doğurması meydana gelecektir. Yasal mirasçıların payı bu noktada mirasın açıldığı anlarda kendisi sağ değilmiş gibi davranılacak ve diğer hak sahipleri arasında bir pay edilmesi söz konusu olacaktır. Alt soy içerisinde yer alan kişilerin tamamı eğer bu noktada mirası ret işlemlerini yaptıysa tüm miras sağ olan eşe devredilecektir.
Atanmış mirasçılar açısından mirası ret etme kısmında pay ölen kişinin en yakın yasal mirasçısına geçmesi ile devam eder. Fakat miras bırakan kişi ölmeden önce farklı bir tasarruf içerisinde yer aldıysa sonuç buna bağlı olarak değişiklik gösterebilecektir.
En yakın yasal mirasçıların tamamının ret işlemi yapması halinde mirası iflas hükümlerine göre işlemler devam eder. Tasfiye sonucu içerisinde artı bir değer kalması söz konusu olura kalan mirasın geneli diğer mirasçılara dağıtılması ile sonuçlandırılır.
Mirasın Reddi İçerisinde Alacaklıların Korunması
Ölen kişilerin mal varlıkları eğer borçların tamamına yetmeyecekse bu noktada alacaklılarına zarar verme katkısı durumu ile mirası ret etme noktalarında alacaklılar ve iflas idaresi içerisinde işlemler devam eder. Eğer bu nokta içerisinde kendilerine yeterli bir güvence verilmezse ret tarihi üzerinden 6 ay içerisinde reddin iptali için bir dava açma söz konusu olacaktır. Mahkeme tarafından ret iptal edilmesi söz konusu olursa miras resmen olarak tasfiye edilir. Bu oluşan tasfiye ardından da reddeden mirasçılar payına bir şey düşmesi söz konusu olursa önce itiraz etmeyi gerçekleştiren alacaklı olmak üzere bu sıraya göre ödemeler devam edilir. Arta kalan değerler olursa ret geçerli olsa bile bundan kalanlar yararlanması söz konusu olan mirasçılara verilir.
Mirasçı mirası ret etmeden önce ölürse ret hakkı kendi mirasçılarına ait olacak şekilde bir aktarımları sağlanır. Bu öğrenim tarihinden itibaren 3 aylık bir süreç geçerli olacaktır. Fakat kendilerinin miras bırakan yani ölen kişiden geçen mirasın ret işlemleri için mirasçılara tanınan sürelerin dolumu olmadan bu süreçlerin dolması da söz konusu olmaz. İşlemler yapılırken bu süreçlerin ne kadar olduklarına ve ne zaman dolacaklarına dikkat etmek gerekiyor. Süreç dolduktan sonra yapılan işlemlerin geçersiz sayılacak olması kişilerin istedikleri sonucu alamamalarına neden olacaktır. Bunun için tüm işlemler belirli bir düzen içerisinde olmalıdır.