GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NE
Sunulmak Üzere
ŞANLIURFA 1. İŞ MAHKEMESİ’NE
ESAS NO : 2022/XXXEsas
KARAR NO : 2023/XXX karar
İSTİNAF YOLUNA BAŞVURAN DAVACI : AD SOYAD – TC ADRES
VEKİLİ : Av. İbrahim Halil Aydın – [16115-11049-18585] Uets
DAVALI : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı – Ziyabey Cad. No:6 Balgat Çankaya/ Ankara
KONU : Şanlıurfa 1. İş Mahkemesinin Usul Ve Esasa Aykırı Olarak Vermiş Olduğu Karara Karşı İstinaf Başvurumuzdur.
Açıklamalar :
1- Şanlıurfa 1. İş mahkemesinde açmış olduğumuz davamızda sayın mahkeme , usül ve esas açısından eksik inceleme yaparak hukuka aykırı karar vermiş bulunmaktadır.Bu karara karşı istinaf itiraz yoluna başvurma zorunluluğu doğmuştur.
2-Müvekkilim X , 2018 yılının birinci ayında eski eşi Y ile Şanlıurfa Aile Mahkemelerinde görülen dava ile boşanmıştır.Bu evlilikten müşterek 2 çocukları bulunmakta olup çocuklar müvekkilimle beraber yaşamaktadırlar.
3-Müvekkilin babası B 2017 yılının haziran ayında vefat etmiştir. Müvekkilim boşandıktan sonrayasal hakkı gereği babasının vefatından dolayı ölüm aylığının kendisine bağlanması talebinde bulunmuştur ve bu talep kabul edilmiş olup bu ölüm aylığını almaya başlamıştır.
4-Ancak Şanlıurfa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından XX/XX/2021 tarihli ……………. sayılı yazıda müvekkilimin eşinden muvazalı bir şekilde boşandığı ve eşiyle yaşamaya devam ettiği yönündeki tespitlerden dolayı ölüm aylığının iptal edildiğive aldığı ölüm aylıklarının tarafına borç olarak kaydedildiği kendisine bildirilmiştir.
5- Yukarıdaki maddede belirtilen karara karşı Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi’nde ; ”ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptaline, Kuruma borçlu olmadığının tespitine, ödenmeyen yetim aylıklarının faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi talepli dava” açtık. Ancak bu davada sayın mahkeme boşanma olgusunun gerçeği yansıtmadığını ve muvazaalı olduğu yönünde karar vermiş ve davamızın reddine karar vermiştir.bu karar usul ve esas açısından hatalı olup dolayısıyla hukuka aykırıdır. Dosya kapsamında eksik incelemeler yapılmış olup , lehimize olan deliller mahkeme tarafından hükme esas alınmamıştır.
-Müvekkil boşanması akabinde şiddet izleme ve önleme müdürlüğüne başvurmuştur.Sayın mahkemeye sunulan belgelerde, Şanlıurfa Valiliği Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi Müdürlüğü’nün xx/xx/2022 tarihli yazısında, müvekkilin xx/xx/2018 – xx/xx/2018 tarihleri arasında Müdürlüklerine bağlı kadın konuk evi barınma hizmetlerinden faydalandığının belirtilmiştir. Müvekkilimin kadın sığınma evinde kaldığı tarihe bakıldığında boşanma gerçekleştikten sonraki döneme denk gelmiştir.Müvekkil kötü niyetli olup sırf ölüm aylığı için boşanmak isteseydi babasının ölüm tarihi olan 2015 yılından itibaren bu işlemi yapardı. Ancak müvekkil 2018 yılında boşanmıştır. Ayrıca kendinin çocuklarıyla beraber gidip sığınma evinde kalması kendisinin çaresizliğin ortaya koymaktadır. Yalnız başına gidip kadın sığınma evinde kalabilecekken çocuklarıyla beraber gidip kalması işin ciddiyetini ortaya koymaktadır.
-Ayrıca Karaköprü İlçe Emniyet Müdürlüğü Polis Merkezi Amirliği’nce tanzim edilen XX/XX/2022 tarihli tutanakta, “……………” adresinde davacı ile çocukları AYŞE ve Kübra ‘nin ikamet ettiklerinin tespit edildiği, aynı apartmanın 4 numaralı dairesinde ikamet eden HAKKI T.’den sorulduğunda 14 yıldır bu adreste ikamet ettiğini, alt katında 2 numaralı dairede yaklaşık 3,5 yıldır davacı ile çocuklarının ikamet ettiğini, eski eşi Y’yi tanımadığını, bu adreste yaşamadığını beyan ettiği belirtilmiştir.Bu beyan müvekkilin şuan komşusu olan kişi tarafından verildiğinden dolayı müvekkilin güncel medeni hali hakkında söyledikleri iddialarımızla benzerdir. Müvekkilimin eski eşini hiç tanımadığını ama müvekkili ve çocukları gördüğünü ve tanıdığını beyan etmiştir.
-Yine dava açısından en önemli tanık olarak kabul edilebilecek olan mahalle muhtarı HAMİT K., alınan beyanında, “Ben 2019 yılından bu yana ………. mahallesinde muhtar olarak görev yapıyorum. Davacıyı tanırım. .Davacının eski eşi Sezer’i tanımam. Ben muhtar olmadan önce çalıştığım dönem davacının boşanıp boşanmadığını bilmiyordum. Ancak muhtar olduktan sonra davacı bana yardıma muhtaç olduğunu, boşandığını söylemişti. İki çocuklu, zor durumda olduğunu anlattı. Yardım talebinde bulundu. Ben Kaymakamlık mütevelli heyetinde de vardım. Davacıyı araştırdığımda durumunun olmadığını anladım. Kaymakamlıkça, muhtarlıkça yardımda bulunduk. Davacı çocukları ile ilgilenirdi. Eşini hiç görmedim. Davacının eşinin de ikametgahı bende yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur . Mahallede bizzat halkla iletişim halinde olan ve sosyal yardım ihtiyacı olan insanlarla ilgilenen bir kamu görevlisi olması göz önüne alındığında beyanlarının esas alınması gerekmektedir. Ancak sayın mahkeme bu tanık beyanını hükme esas almamıştır.
-Müvekkilin şuanki güncel ikamet adresi olan ve fiili olarak da ikamet ettiği konutun sahibinin babası olan tanık Haydar K. talimat yolu ile Antalya 2. İş Mahkemesi huzurunda alınan beyanında, “Ben ……………… adresinde ikamet etmekteyim. Bana sorduğunuz davacıyı tanımıyorum, Y’yi ismen biliyorum, şahsen görmedim, benim kızımın kiracısı idi, kızımın …………………….’de dairesi vardır, burayı oğlum Mehmet kiraya vermiş, 5 yıl önce olabilir, halen burada oturuyorlar, evde kiminle yaşadıklarını bilmiyorum, ben genellikle burada yaşamıyorum, Ankara’ya FRANSA’ya gidiyorum, SGK denetmenlerine de ifade verdim, davacıyı ve eşinin durumunu, aile yaşantılarını bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Alınan tanık beyanına bakıldığından iddialarımızı açıkça doğrulamaktadır. Zira dava dilekçemizde de belirttiğimiz gibi kira kontratını müvekkilin dul ve işsiz olmasından dolayı eski eşi adına yapılmıştır. Çünkü daha önce müvekkil tek başına ev kiralamak istemişse de dul ve işsiz olmasından dolayı kendisine ev verilmemiştir. Dinlenen tanık da müvekkilin eşini sadece isim olarak bildiğini ve hiç görmediğini beyan etmiştir.
-TanıkY, talimat yolu ile İZMİR 9. İş Mahkemesi huzurunda alınan beyanında, “Davacı benim eski eşim olur. Ben şu anda ……………………. adresinde ikamet etmekteyim. Davacı olan eski eşimle hatırladığım kadarıyla 2017 yılında boşandık. Boşandıktan sonra da sürekli olarak yukarıda belirttiğim adreste 3-5 çalışan arkadaşımla ikamet etmekteyim. Eski eşimle boşandıktan sonra hiç birlikte yaşamadık. Eski eşim de boşandıktan sonra ……………….. MAH’ nde yaşamaktadır. Müşterek 2 kızımız vardır. Kızlarımı görmeye eski eşimin evinin bulunduğu yere gider alırım, asla eve girmem, evde de kalmam. Daha sonra çocuklarımla kişisel ilişki kurduktan sonra da tekrar eve bırakırım. Eve bırakırken ne eve girerim ne de evde kalırım. Eski eşim de ben de boşandıktan sonra asla bir arada yaşamadık.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6- Müvekkilin eski eşi Y boşandıktan sonra yurtdışına çalışmaya gitmiştir. Mahkemenin yurtdışı giriş ve çıkışları incelememesi yargılamanın eksik araştırmayla hükme bağlandığının göstergesidir. Kamu düzeniyle ilişkili bir davada bu tarz eksik inceleme kararın bozulmasını gerektirir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 6’ncı
maddesinde, “kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri,
hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür” hükmü yer
almaktadır. Hayatın olağan akışına göre boşanan eşlerin ayrı yaşayacakları
beklenir. Bu nedenle boşanan eşlerin fiilen birlikte yaşadıklarının kanıtlanması
yükümü Kuruma aittir. Yargıtay sosyal güvenlik davalarını kamu düzenine ilişkin
sayarak, re’sen araştırma ilkesini benimsediği için hâkim, tarafların getirdikleri
deliller yanında kendisinin de ihtiyaç gördüğü sair delil ve araştırmaları re’sen yapacaktır.
HUKUKİ NEDENLER: 5510 Sayılı Kanun, HMK., Av. Kan. Ve ilgili tüm mevzuat,
HUKUKİ DELİLLER :
Nüfus kayıt örneği,Boşanma kararı, İkamet kayıtları,Muhtarlık kayıtları,Davalı Kurum kayıtları,
Ekte sunulan dilekçe ve kurum kayıtları,Tanık,Bilirkişi incelemesi
Hukuken ikamesi caiz her türlü delil
SONUÇ VE İSTEM: Fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla herekçelerini yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerle;Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi’nin usul ve esasa aykırı olarak vermiş olduğu kararın bozulmasını ;
Muvazaalı boşanma gerekçesi ile davalı kurum tarafından tesis edilen, müvekkilin ölüm aylığının kesilmesine ve müvekkil adına borç tahakkuk edilmesine dair işlemin İPTALİ’NE
Müvekkilin davalı kuruma borçlu bulunmadığının TESPİTİNE
Müvekkilin davalı kurumca kesilen ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren faizi ile birlikte davalı kurumdan TAHSİLİNE ve kesilen aylığın YENİDEN BAĞLANMASINA.
Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini saygı ile vekâleten arz ve talep ederiz.
Davacı Vekili
Avukat İbrahim Halil Aydın
Bu bir uyarı
BU MAKALENİN TÜM TELİF HAKLARI AVUKAT İBRAHİM HALİL AYDIN’A AİTTİR.İZİN ALINMADAN MAKALELERİMİZİN PAYLAŞILMASI DURUMUNDA YASAL SÜREÇ BAŞLATILACAKTIR.
Bu bir uyarı
SİTEMİZDE MAKALERELERİNİN PAYLAŞILMASINI İSTEYEN HUKUKÇU ,HUKUK ÖĞRENCİSİ,AVUKAT VE DİĞER BRANŞLARDAN OLAN SİZ DEĞERLİ ARKADAŞLARIMIZ AD -SOYAD VE MAKALELERİNİ av.ibrahimhalilaydn@gmail.com ADRESİNE GÖNDEREBİLİRLER . MAKALELERDE KONU SINIRLAMASI YOKTUR. ANCAK YAZIM KURALLARINA DİKKAT EDİLMESİ RİCA OLUNUR.
Bu bir uyarı
BU MAKALENİN TÜM TELİF HAKLARI AVUKAT İBRAHİM HALİL AYDIN’A AİTTİR.İZİN ALINMADAN MAKALELERİMİZİN PAYLAŞILMASI DURUMUNDA YASAL SÜREÇ BAŞLATILACAKTIR.
YABANCILARIN SINIRDIŞI EDİLMESİ KARARINA İTİRAZ