Türk miras hukukunda alacaklıların korunması, kişilerin mirasçıdan alacaklı sayılmasını konu alır. Genel olarak mirasçıların, tereke borçlarının ödenmesinde sorumlu olunan ilke olarak da açıklanabilir. Tereke, mirasçının mirasa konu olan mallar anlamına gelir. Tereke borçları kapsamında, miras bırakan bireyin öldüğü gün ile birlikte icra takibinin başlaması gerekir. Bu kapsamda icra takip süresi se 3 gündür. Mirasçıların, terekelerden kalan mirasları reddetme süresi ise kanunda yine 3 ay olarak belirlenmiştir.
Miras bırakan (muris), ölümü üzerine üç gün ve devamında miras kalan kişiler hakkında takip işlemi geçerli değildir. Türk miras hukukunda alacaklıların korunması kapsamında mirasçı ya da miras bırakan kişiden alacaklı olan bireyleri koruyan niteliklere sahiptir. Alacaklıların korunabilmesi için bazı dava yollarını izleyebilmek mümkündür. Alacaklıların korunması kapsamında açılacak davalar, iptal davası olarak örneklendirilebilir.
İptal davalarında ise murisin malvarlığı borca yetmiyorsa alacaklıya zarar verme amacıyla mirasın reddini isteyebilir. Bu durumda alacaklılar ya da iflas dairesi yeterli güvenceyi de sağlamayabilir. Dolayısıyla alacaklıların korunması kapsamında reddetme tarihinden başlayarak iptal davası yoluna gidilebilir. Red tarihi başlangıcından 6 ay içinde bu davanın açılması gerekir. Dava sonucunda reddin iptalinde karar kılınırsa, mirasın tasfiyesine (kapanmasına) karar verilir.
Mirasın İntikali Ve Alacaklıların Korunması İlkesi Nedir?
Türk miras hukukunda alacaklıların korunması ilkesi, Miras Hukukunda yer alan bir prensiptir. Bu prensibin sonucunda, alacaklılara olumsuz yönde yansıyan etkiler giderilir. Koruma kapsamında değerlendirilen alacaklıların korunması ilkesi, iki yönlü olarak değerlendirilir. İlk olarak murisin, miras bıraktığı bireyleri koruması ve ikincisi ise miras kalan kişilerin alacak haklarının korunmasıdır.
Miras Hukuku kapsamında ele alınan alacak hakları, alacaklıların eşit ve adil mal paylaşımı almasına yardımcı olur. Bu nedenle, hukuk içerisinde alacak haklarının korunması önemli bir yere sahiptir.
Muris Alacaklılarına Tenkis Davası Nasıl Açar?
Türk miras hukukunda alacaklıların korunması ilkesi kapsamında, mirası bırakan bireyin sağken yaptığı ya da ölümden dolayı karşılıksız kazanımlar olması durumunda yaptığı tasarruflardır. Tasarruf edilen kısımların aşılması durumunda, saklı payı olan mirasçılar, iflas dairesine başvurusunda kişilerin hakkı aranmazsa tenkis davası açılabilecektir. Tenkis davası ile ilgili şu aşamalar incelenmektedir:
- Alacaklıların korunması kapsamında açılan tenkis davalarını açma hakkı, miras bırakana karşı aciz belgesine sahip olan alacaklılara aittir.
- Aciz belgesi, haciz ya da iflas yoluyla alınabilir.
- Miras bırakan hakkında iflas kararı verilmesi ve bu karar miras açılışından sonra olursa iflas dairesi yine de tenkis davası açabilir.
- Alacak hakkı olan bireylerin tenkis istemleri, sahip olamadıkları alacak miktarlarıyla sınırlı tutulmuştur.
- Alacaklılar davayı kazanırsa tenkise konu olan kazandırma unsuru, mirasçıya dönmez.
- Alacaklı, tenkise uğrayan kısmı, mirasçıya aitmiş gibi icra takibine alabilir.
- Yukarıda sıralanan unsurlar, tenkis davalarına konu olan durumlarda ele alınmaktadır.
Mirasçı Alacaklarının Miras Paylaşımına Katılma Hakkı
Türk miras hukukunda alacaklıların korunması dâhilinde, açılan bir mirasta miras bırakan kişinin malını devir alan, haczeden, mirasçıya borç ödemeden sahip olan alacaklı bireyler için mirasçı yerine kayyum atanır. Bu gibi durumlarda, açılan bir miras olduğunda ellerinde aciz belgesi olan alacaklılar, tereke paylaşımlarından sonuç alamazlarsa kayyum sayesinde miras ortaklığı için tasfiye davası açabileceklerdir.
Alacaklıların, açılan davanın yanı sıra, öncesinde mirasçıların açtıkları davalara da katılabilme hakları vardır. Alacaklıların korunması ilkesi gereğince, mirastan kalan payı hacze veren alacaklılar, kayyum ile ortaklığın bitirilmesi kapsamında paylaşma davası açabilirler. Davayı açmak için İcra Mahkemesinden alınan sulh ve yetkinin olması gerekir. Bu yetkiler, kayyuma verilerek, ortaklığın giderilmesi konusunda talepte bulunulabilir.
Miras Davası Nasıl Açılır?
Türk miras hukukunda alacaklıların korunması kapsamında yargı yoluna gidilecek yöntemler bulunmaktadır. Miras Hukuku, hukuk dalları arasında oldukça geniş kapsamlı bir konudur. Bu hukuk dalında çok sayıda dava türü bulunur. Miras davası, tek bir dava imiş gibi ele alınsa da alt dallarına ayrılır. Davaların birçoğu mal paylaşımlarına ilişkindir.
Mal paylaşımlarındaki uzlaşma sorunlarından dolayı miras davaları açılır. Alacaklıların korunması kapsamında da farklı durumlarda mahkemeye başvuru yapılır. Fakat genellikle mal kaçırılması durumunda miras davasına başvuru yapılır. Burada önemli olan nokta dava türünün şeklidir. Mirasa dair olarak hakların ihlali ile yasal mirasçılar dava açabilir. Aynı zamanda yasal miras haklarının alınması da miras davalarına konu olmaktadır.
Yasal Mirasçılar Kimlerdir?
Türk miras hukukunda alacaklıların korunması ilkesi gereğince, yasal mirasçıların önemi oldukça fazladır. Çünkü muristen kalan tereke malların kimlere kalacağı ve hangi doğrultuda paylaştırıldığı yasal mirasçılarına bağlıdır. Türk Medeni Kanunu kapsamında değerlendirilen yasal mirasçılar açıkça belirtilmiştir.
Yasal mirasçılar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Hayatta olan eş,
- Devlet
- Yasal olarak evlatlık kabul edilen bireyler,
- Altsoy, anne, baba, dede, anneanne, babaanne ve evlilik dışı değerlendirilen hısımlar,
Alacaklıların korunması kapsamında murisin haklarından yararlanabilecek mirasçılar yukarıdaki gibi sıralanabilir. Yasal mirasçılar, haklarıyla ilgili Miras Hukuku kapsamında mahkeme yoluna gidebilirler.
Türk Miras Hukukunda Görevli Mahkeme Hangisidir?
Türk miras hukukunda alacaklıların korunması ve mal paylaşımlarıyla ilgili görevli mahkemeler bulunmaktadır. Miras davaları için mirasın türüne bağlı olarak mahkeme türü değişkenlik gösterir. Bu seçeneklere göre Asliye Hukuk Mahkemesi ya da Sulh Hukuk Mahkemesi davalara bakar. Kalan tereke ve miras nedeniyle de istihkak davaları da açılmaktadır.
Açılan dava içerikleri arasında, muris muvazaası, mal kaçırma, tapu iptalleri, mirasçılıktan çıkarma davaları, tescil davaları olarak sıralanabilir. Alacaklıların korunması ilkesi gereğince, alacaklılar kendi mevcut durumlarını göz önüne alarak, mahkemeye başvurabilirler. Genellikle Asliye Hukuk Mahkemelerinde alacak hakları işlenirken, Sulh Hukuk Mahkemesi’nde ise ölen murisin terekesinin tespit edilmesine bakılır. Aynı zamanda velayet açıklamaları da bu mahkeme kapsamında değerlendirilir.
HUKUKİ YARDIM ALMAK VE AVUKAT İBRAHİM HALİL AYDIN İLE GÖRÜŞMEK İÇİN RANDEVU ALABİLİRSİNİZ.
İletişim: 0542 761 8406
E-mail: av.ibrahimhalilaydin@gmail.com
Atatürk Bulvarı Urfa İşhanı Kat:2 No: 217 Haliliye/ Şanlıurfa