Vasiyetname nasıl iptal edilir? Miras hukukunda sıklıkla merak edilen konular arasında yer alır. Vasiyetname iptal etme işlemi için kanundaki sebepler yeterli olmadığından iptal davası açılması şarttır. Bireylerin ölümüne bağlı olarak düzenlenen vasiyetnamelerin, hangi şartlarla iptal edileceği “4721” sayılı kanunda belirtilmiştir. Kanunda yazılı olan sebeplerin yeterli olmaması durumunda bireyler, iptal davası yolunu izlerler. Bu işlemi talep edecekler arasında, mirasçılar ve tasarrufta bulunan bireyler vardır. Dolayısıyla hâkimin takdir yetkisinde olmayan bir konudur. Vasiyetnamenin iptali ile ilgili geçerli sebepler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Vasiyeti düzenleyen bireylerde irade sakatlığı olması,
- Vasiyetname içeriğinin adap ve ahlaki değerlere aykırı nitelikler taşıması,
- Şekil noksanlıkları,
- Bireylerin tasarruf ehliyetlerinin eksikliği ya da yokluğu,
- Ayırt etme gücü olan fakat 15 yaşını tamamlamamış bireyler,
- Aldatma, korkutma ya da zorlama ile düzenlenen vasiyetler de iptal davasına konu olacaktır.
Yukarıda sıralanan maddeler, vasiyetname iptal etme sebepleri arasında yer alır. Bu gibi durumlarda iptal davası açılarak, vasiyetin iptali talep edilebilir.
Vasiyet İptali Davası Nasıl Açılır?
Vasiyetname iptal etme davaları, ölüme bağlı sebeplerle yapılsa da bu gibi sebepler iptal için yeterli değildir. Dolayısıyla bu konuda dava yoluna başvurmak şarttır. İptal davalarını açacak olan kişiler, menfaati olan mirasçılar ve vasiyet alacaklılarıdır. Dava eden bireyin menfaatinin olmadığını ispatlaması şarttır. Her mirasçının vasiyetin iptaliyle ilgili dava hakkı bulunmaktadır. İptal kararları ise yalnızca dava eden bireyler için hüküm doğuran bir konudur.
Vasiyetin iptali davalarını açamayan kişiler ise; tereke alacaklısı mirasçılar, mirasçılardan alacaklılar, mirasçıların mirasçıları ve tereke temsilcileridir. Vasiyetname iptal etme davası açan bireyler, tasarrufun geçerliliği konusunda menfaat elde edeceklerdir. Dava açılabilmesi için iki süre geçerli görülmüştür. Nispi hakları düşürücü süre ve mutlak hakları düşürücü sürelerdir. Nispi hakları düşürücü süre; dava eden bireylerin iptal nedeni ve ölümle ilişkili tasarrufların üzerinde hak sahibi olduğunu öğrendiği andan itibaren 1 yıl olarak belirlenmiştir.
Bu süre kural olarak vasiyetin açıldığı andan itibaren başlar. Mutlak hak düşürücü süre ise iyi niyetli olarak yaklaşan davalılara karşı 10 yıl, kötü niyetli davalılara karşı ise 20 yıllık süreçte devam eder. İptal davası açmak için bireylerin son yerleşim yerlerinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemesine başvurması gerekir. Bu davalar ile ilgili Şanlıurfa Avukat İbrahim Halil Aydın tarafından bilgi alınabilir.
Vasiyetname Düzenleme Şartları Nelerdir?
Vasiyetnamelerin düzenlenebilmesi için kanunda geçerli sayılan hallere uyumlu olmak gerekir. Bireylerin on beş yaşını doldurmaları, ayırt etme gücüne sahip olmaları şarttır. Vasiyetname yazılırken, düzenleme şartları vasiyetin geçerliliği için oldukça önemlidir. Miras bırakan kişinin ölümüyle birlikte tasarruf hakları (vasiyeti yazma ve düzenleme hakkı), mirasçıların saklı paylarını ihlal etmeden yapılmalıdır. Mirasçının sağ iken yapabileceği düzenlemeler arasında, vasiyet düzenleme ve vasiyetname iptal etme işlemleri de vardır. Vasiyetnamenin düzenleme şekilleri ve uyulması gereken şartlar ise aşağıdaki gibi sıralanabilir:
· Resmi Vasiyetname; Resmi görevler ile hizmet veren memurlar tarafından düzenlenen belgelerdir. Düzenleme yapan memurlar, noter, Sulh Hâkimleri ve kanunda yetki sahibi olan görevlilerdir. Ancak kanunda resmi görevli memur olarak kabul edilmeyen tanıklarda vardır. Vasiyetname düzenleme işlemi; Fiil ehliyeti olmayan, bireylerin eşlerinin mirasçı olması, okuma ve yazması olmayan bireyler tarafından yapılamaz.
· El Yazısı ile Hazırlanan Vasiyetnameler; Medeni Kanun kapsamında, vasiyetnameye konu olan bütün yazıların miras bırakan kişi elinden çıkması şarttır. Vasiyetname düzenleme işlemi yapılırken, tarih ve imza gibi bilgilerin bulundurulması şartı da bulunur.
· Sözlü Vasiyetnameler; olağanüstü haller ile düzenlenen belgelerdir. Sözlü beyan verilirken, olağandışı bir halin varlığı ve farklı bir vasiyetnamenin hazırlanma imkanı olmadığında yapılan düzenlemedir.
Vasiyetname Reddi Davasında Hangi Mahkeme Görevlidir?
Vasiyetname iptal etme davaları, düzenlenen vasiyetlerin reddi için hukuki bir menfaat kalmadığı beyan edilerek, MK’nin 616. Maddesinde vasiyetin hükümsüzlüğü tespiti ile açılmaktadır. Sulh Hukuk Mahkemesi, vasiyetin reddi davalarında, çekişmesiz bir yargı yoksa görevsizlik kararı verilir. Çekişmesiz yargısal işlemlerde olduğu gibi tek taraflı okunan vasiyetlerde, Sulh Hukuk Mahkemesinin davaya bakmasından dolayı, görevsizlik kararı verilmiştir.
Vasiyetten pay alacak bireylerin vasiyeti reddi halinde, mirasçının isteği anlaşılmadığı sürece, yapılan redden vasiyeti yazan birey sorumludur. Vasiyetin reddi ile murise ait tüm borçlar sona ermektedir. Dolayısıyla miras bırakan bireyin borcu olsa bile, vasiyetname iptal etme davaları açmaya gerek kalmayacaktır.
Vasiyetten Dönme İşlemi
Miras bırakan bireyler, vasiyetname iptal etme yanı sıra vasiyetten dönme haklarına da sahiptirler. Vasiyetname tek taraflı yapıldığı için sebep göstermeye gerek duyulmadan iptali gerçekleştirilebilir. Vasiyetten dönme işlemine konu olan haller aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Vasiyetnamenin ortadan kaldırılması,
- Düzenlenen yeni vasiyetnameler,
- Sonradan doğan tasarruflar doğrultusunda yapılan düzenlemeler,
- Vasiyetname iptal davaları için geçerli sayılan haller,
- Vasiyet edilen bireylerin, vasiyet esnasında tasarruf ehliyetlerine sahip olmamaları,
Bu gibi durumlar yaşandığında, vasiyetten dönme ya da vasiyetname iptal etme yoluna gidilebilir. Bu yönde açılan davaların kısa sürede sonuca bağlanması, olumsuzlukların giderilmesi ve hak kayıplarının profesyonel yardımlarla kazanılması mümkündür.
Tenkis Davası Nedir?
Miras bırakan bireylerin, tasarruf yetkisi dışında kalan saklı paylı mirasçılara zarar vermesinden dolayı, mirasçıların izlediği dava yoludur. Bu davalar vasiyetname iptal etme işleminde olduğu gibi miras bırakan kişilerin ölümünden sonra açılır. Eğer miras bırakan birey yaşamını sürdürüyor ise vefat etmeden tenkis davaları açılamaz.
Öncelikli olarak saklı payların tam olarak anlaşılması gerekir. Saklı paylı mirasçılar, mirasçının tasarrufu ne olursa olsun, miras payının belirli oranda korunduğu kişilerdir. Mirası bırakan kişi ise bu paya bazı istisnalar dışında müdahale edemez. Saklı paylı olan mirasçılar, kanunda sınırlı sayıda belirtilmiş olan kişilerdir. Dolayısıyla bu mirasçıların sayısı sonradan artırılamaz. Miras bırakan kişinin altsoyları ise saklı paylı mirasçılar olarak kabul edilir.
HUKUKİ YARDIM ALMAK VE AVUKAT İBRAHİM HALİL AYDIN İLE GÖRÜŞMEK İÇİN RANDEVU ALABİLİRSİNİZ.
İletişim: 0542 761 8406
E-mail: av.ibrahimhalilaydin@gmail.com
Atatürk Bulvarı Urfa İşhanı Kat:2 No: 217 Haliliye/ Şanlıurfa